Flütte nefes alma, tıpkı esnemede olduğu gibidir. Omuzlar ve çene aşağıda, boğaz rahat, karnı çevreleyen kaslar rahat, hava; esneme esnasında istemsiz olarak aşağı doğru gider. Esnerken ki fiziksel durumumuzu dikkatli incelersek nefes alma ile ilgili epey bilgi sahibi olabiliriz.
Nefes alırken vücudumuzda olabildiğince aşağı, hissiyat olarak neredeyse topuklara kadar alıyormuş gibi karın boşluklarımıza (ön, yanlar ve arka) havayı çekerken; biraz da yukarı alarak göğüs kafesimizi açık tutmaya çalışmalıyız. Yukarı derken yanlış anlaşılmasın omuzlar asla yukarı kalkmayacak!! Nefesi gönderirken karın kaslarını dışarıya doğru ittirerek ihtiyacımız olan basıncı ve hava sürekliliğini sağlayabiliriz.
Karın kaslarımız bu kontrolü gerçekleştirirken aşırı sert olmamalı, şişmiş bir balon esnekliğinde olmalıdır. Nefes alırken istemsiz olarak açılıp, verirken kapanan diyafram kası; havayı karın kaslarıyla bloke ettiğimiz sırada açık kalarak ciğerlerde daha fazla alan yaratır. Bu bağlamda hep atıfta bulunulan diyafram nefesi kavramı bu kasın refleks kası olması sebebiyle sembolik bir ifadeden öteye geçmemektedir. Söz konusu olan karın nefesidir.
Dikkat!!! Hışırtı ile ya da fazla gürültülü alınan nefesler dilin nefes yolunu engellediğinin, boğazın kapandığının veya havanın yeteri kadar aşağıya yerleşmediğinin göstergesi olabilir.
Peki ne kadar nefes almalıyız?
Dünyaca tanınmış flüt virtüözü Jean Pierre Rampal’e nefes alma ile ilgili bir sırrınız var mı diye sorulduğunda " Hayır sadece ağzımı açıyorum nefes alıyorum, sizin konuşurken nefes alma ile ilgili bir sırrınız var mı? Konuşurken cümleler arasında doğal bir şekilde nefes alırız, müzikte de bu aynıdır" diye cevap verir.
Nefes alırken müzik cümlesinin gidişatına göre ne kadar hava almamız gerektiğine de dikkat etmeliyiz. Her zaman uzun bir süre üfleyecekmiş gibi ya da çift forte nüansda çalacakmışız gibi büyük nefes almamıza gerek yok. Ya da başka bir deyişle tam kapasite doldurmamıza gerek yok. İhtiyacımız olan kadarını almalıyız. Küçük nefesler de oldukça kullanışlı olabilir.
İyi nefes almayı bilme çok önemli ancak aldığımız havayı kontrollü olarak gönderme yani üfleme, havanın hızı ve miktarı konuları hakkında da mutlaka bir farkındalık geliştirmeliyiz. Nefesi verirken göğüs kafesinin erken çökmesini önleyebilirsek daha uzun müzik cümleleri çalabiliriz. Yine gönderdiğimiz hava miktarına göre tasarruf da sağlayabiliriz.
Başka bir bölümde detaylı olarak üfleme, sıcak hava, soğuk hava, sürekliliği sağlama yani müzikal çizgi konularını anlatmaya çalışacağım…
Nefes alırken vücudumuzda olabildiğince aşağı, hissiyat olarak neredeyse topuklara kadar alıyormuş gibi karın boşluklarımıza (ön, yanlar ve arka) havayı çekerken; biraz da yukarı alarak göğüs kafesimizi açık tutmaya çalışmalıyız. Yukarı derken yanlış anlaşılmasın omuzlar asla yukarı kalkmayacak!! Nefesi gönderirken karın kaslarını dışarıya doğru ittirerek ihtiyacımız olan basıncı ve hava sürekliliğini sağlayabiliriz.
Karın kaslarımız bu kontrolü gerçekleştirirken aşırı sert olmamalı, şişmiş bir balon esnekliğinde olmalıdır. Nefes alırken istemsiz olarak açılıp, verirken kapanan diyafram kası; havayı karın kaslarıyla bloke ettiğimiz sırada açık kalarak ciğerlerde daha fazla alan yaratır. Bu bağlamda hep atıfta bulunulan diyafram nefesi kavramı bu kasın refleks kası olması sebebiyle sembolik bir ifadeden öteye geçmemektedir. Söz konusu olan karın nefesidir.
Dikkat!!! Hışırtı ile ya da fazla gürültülü alınan nefesler dilin nefes yolunu engellediğinin, boğazın kapandığının veya havanın yeteri kadar aşağıya yerleşmediğinin göstergesi olabilir.
Peki ne kadar nefes almalıyız?
Dünyaca tanınmış flüt virtüözü Jean Pierre Rampal’e nefes alma ile ilgili bir sırrınız var mı diye sorulduğunda " Hayır sadece ağzımı açıyorum nefes alıyorum, sizin konuşurken nefes alma ile ilgili bir sırrınız var mı? Konuşurken cümleler arasında doğal bir şekilde nefes alırız, müzikte de bu aynıdır" diye cevap verir.
Nefes alırken müzik cümlesinin gidişatına göre ne kadar hava almamız gerektiğine de dikkat etmeliyiz. Her zaman uzun bir süre üfleyecekmiş gibi ya da çift forte nüansda çalacakmışız gibi büyük nefes almamıza gerek yok. Ya da başka bir deyişle tam kapasite doldurmamıza gerek yok. İhtiyacımız olan kadarını almalıyız. Küçük nefesler de oldukça kullanışlı olabilir.
İyi nefes almayı bilme çok önemli ancak aldığımız havayı kontrollü olarak gönderme yani üfleme, havanın hızı ve miktarı konuları hakkında da mutlaka bir farkındalık geliştirmeliyiz. Nefesi verirken göğüs kafesinin erken çökmesini önleyebilirsek daha uzun müzik cümleleri çalabiliriz. Yine gönderdiğimiz hava miktarına göre tasarruf da sağlayabiliriz.
Başka bir bölümde detaylı olarak üfleme, sıcak hava, soğuk hava, sürekliliği sağlama yani müzikal çizgi konularını anlatmaya çalışacağım…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder